Tecrübe: Dünyanın En Güzel Yemeği

Merhaba,
Şu anda sizlere gecenin bir vakti kafamda dolanıp da uyutmamış olan hususta naçizane bir deneme yazısı yazmayı deneyeceğim. Bu mevzu kimilerimiz için artık çok eski bir dost iken kimilerimiz için henüz hiç tanışılmamış kişidir ve bazılarımız için de tam olarak kıymeti bilinmeyen bir tanıdık…

Konumuz: TECRÜBE!
Sözlük anlamı ile baktığımızda “Deneyim“, “Deney“, “Görgü“. Peki gerçek hayatta bunun karşılığı nedir?

Elbette biliyoruz ki teori ile pratiğin birbirlerinden ayrı ve ayrılmaz noktaları vardır. Biraz bu civarlarda gezinip konuyu sonuçlandıralım.

Dünyanın En Güzel Yemeği” olarak betimledi beynim. Tabii hemen hipotezini kanunlaştırmak üzere sebeplerini de üretti.

  • Tecrübe acıdır!
  • Tecrübe tatlıdır!
  • Tecrübe doyurucudur!
  • Tecrübe yaşama bağlar!
  • …ve Tecrübe emeksiz olmaz!

Tecrübe acı mıdır?

Hem de ne acı! Her hamlede bir sonuca ulaşamayabilirsin fakat her seferinde tecrübe sahibinden bir şeyleri götürür. İnanmadınız mı? Size en pahalı ve en garanti giderinizi söyleyeyim. “Zaman!”

Tecrübe tatlı mıdır?

Bu durum biraz acı severler için daha fazla geçerliliğini korumakla beraber, özellikle sonuca yahut da istenilen olumlu sonuca ulaştıran durumlarda tatlılığı fark edilir. Henüz tadına varmamışlar için alışma sürecinde biraz daha sabırlı olmaları tavsiye edilir.

Tecrübe doyurucudur!?!

“Dünyanın En Güzel Yemeği” dediysek bir farkı olmalı değil mi? Ne yani yediğiniz yemeğin tecrübe ürünü olmadığını mı düşünüyordunuz ya da tecrübenin sadece yemekten ibaret olduğunu! Peki sadece doymak bilmeyen mideyi mi doyurmaya çalışıyor bu garip eylem ve hâl içeren şey… – HAYIR! Öncelikle pek önemsenmese de önemli bir parçamız olan beynimizi doyurur, akabinde kişinin maddi ve manevi keselerini doyurur ve tabii mideyi de söylemiştik dimi…

Tecrübe yaşama bağlar!

Tecrübe üzerine olanların yanlarına aldıkları en önemli erzaklardan birisi de umuttur. Başarmayı yahut da bir sonuca varmayı umut ederek başlanmış işlerin sürekliliğinde tecrübe ve tecrübenin güzellikleri kendini göstermeye başlayacaktır. Bu eldeler kişiyi ya eski tecrübesi ile bir şeyler yapmaya devam ettirir ya da yeni tecrübeler edinip yeni lezzetler keşfetmeye çıkarır.

…ve Tecrübe emeksiz olmaz!

Şimdi biraz çelişkili ifadelerle kafa karıştırıp kastedilene ulaşmaya çalışalım. Normalde emek hususu tecrübenin eldelerinden değil malzemelerinden biridir. Peki nasıl olurda hem başta kullanılır hem de sonuçta açığa çıkar!?! Aslında bu husus işin biraz sindirme kısmı ile alakalı. Tecrübe edinmiş kişilerce bilinen en net sonuçtur, emek. Atasözü olarak da bize şöyle aktarılmıştır: “Emek olmadan yemek olmaz.”! Madem ki “Dünyanın En Güzel Yemeği”‘ni yapmaya karar verdik. Emek vermeden olur mu hiç!

Not: Eğer şu cahil beynim faydasız bir iş için hem beni uykudan etmiş hem de sizin güzel gözlerinizi yormuş ve de sürçülisan ettim ise affola.

Geceniz gündüzünüz hayır olsun…


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir